‘Cumhuriyet’i biz böyle kazandık’
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 98. yıl dönümü, çeşitli etkinlikler ve organizasyonlarla Türkiye’nin dört bir yanında kutlandı.
Cumhuriyet İlkokulu Öğrencileri 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla düzenlenen törende Milli Mücadelenin simge fotoğrafını canlandırdı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 98. yaş günü olan bugün; bir simge haline gelen Cumhuriyet’i biz böyle kazandık pankartlı fotoğrafın gerçek hikayesi de yeniden gündeme geldi. İşte 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın simge fotoğrafının hikayesi yeniden yazılırken Suruç’ta düzenlenen Cumhuriyet Bayramı töreninde Cumhuriyet İlköğretim okulu öğrencileri Cumhuriyet’i biz böyle kazandık’ afişi açarak törene katılan herkesi o günlere geri götürdüler. Afişe duyarsız kalmayan Suruç Kaymakamı ve Belediye Başkan V. Kenan Aktaş çocukları tebrik etti fotoğraf karesinde 1933 ruhunu yaşayarak çocukların sevinçlerine ortak oldu. Cumhuriyet’i biz böyle kazandık’ afişi tören boyunca ilgi odağı oldu, törene katılan vatandaşlar bol bol resim çekti..
29 Ekim: İşte ‘Cumhuriyet’i biz böyle kazandık’ fotoğrafının hikayesi…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 98. yıl dönümü, bugün çeşitli etkinlikler ve organizasyonlarla Türkiye’nin dört bir yanında kutlanıyor. Sanat, spor ve siyaset camiasından pek çok isim 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na yönelik paylaşımlar yaparken; Cumhuriyet’in simgelerinden biri olan “Cumhuriyet’i biz böyle kazandık” fotoğrafının hikayesi yeniden gündeme geldi.
O meşhur fotoğrafın hikayesini; yapımcı, oyuncu ve senarist Gülse Birsel 2015 yılında yazmıştı. Fotoğraf, Uşak’ın ilk fotoğrafçısı Foto Kazım diye bilinen Kazım Özler tarafından çekilmişti.
Dedesinin Kurtuluş Savaşı’nda savaştığını ve 4 madalyasının olduğunu kaleme alan Gülse Birsel, o fotoğrafın hikayesini “Uşaklı bir ailenin hikâyesi… Benim ailemin…” başlıklı yazısında şöyle anlatmıştı:
“’Cumhuriyet’i biz böyle kazandık’ başlıklı, Kurtuluş Savaşı’nın sembollerinden biri haline gelmiş bu meşhur fotoğrafı biliyorsunuz. Bu fotoğraf 1933 yılında çekilmiş. O yoksul, Cumhuriyet’i küçük imkânlar ama gururla kutlayan şehir, Uşak. Yani babamın memleketi.
Onun babası, yani dedem, İstiklal Savaşı’nda 4 madalya almış Asım Bey. O zaman Kurtuluş Savaşı’nda mücadele edenlere çokça dendiği gibi, lakabı ‘Mücahit Asım’. ‘Cihat’ kelimesinin şimdi Ortadoğu’da olduğu gibi üzerine bomba bağlayıp masum insanların ortasında patlatmak için kullanılmadığı, bu vatanın bağımsızlığı için mertçe savaşmayı ifade ettiği yıllar.
Dedemin 33 kurşun deliği olan bir pelerini var, ilginç bir savaş anısı olarak sonradan Tarih Kurumu’na bağışlanmış.”
“O GÖRDÜĞÜNÜZ SİYAH CEKETLİ ADAM…”
“Fotoğrafın ilginç ve benimle ilgili hikâyesine gelelim: 1933 yılının Cumhuriyet Bayramı’nda çekiliyor. Uşak’ın ilk fotoğrafçısı Hüsnü Kazım Özler tarafından. Babamın deyimiyle ‘Foto Kazım’.
Fotoğrafta gördüğünüz siyah ceketli, kravatlı adam, babamın kuzeni! Dedem Mücahit Asım’ın eşinin (yani babaannemin) dayısının oğlu Kamil Kabalak. Uşak o zaman Kütahya’ya bağlı bir ilçe ve Kamil Bey de o ilçenin belediye başkanı.”
FOTOĞRAF NASIL BULUNDU?
“1990’ların başında babam bu fotoğrafı evde buluyor! Resimdeki kuzeni Kamil Kabalak’ın oğlu Hasan Kabalak’a, Ankara’ya yolluyor. Onlar da Genelkurmay Başkanlığı’nın arşivine gönderiyorlar. Fakat arşive yanlışlıkla Ankara’da 1929’da çekilmiş diye kaydediliyor.”
“2007 yılında, fotoğraftaki Kamil Kabalak’ın yeğeni, (maalesef çok yakın zamanda rahmetli olan) Tuğgeneral Zeki Güngör, dayısının bulunduğu resmi, bir askeri tesiste “Ankara1929” yazısıyla görüyor. Düzeltilmesi için dava açıyor. Fotoğrafın Uşak’ta çekildiği tespit ediliyor.” Haber: Halide öztürk