Anız Yakmak Verimi Düşürüyor!
Suruç ilçesinde, üreticilere yapılan bilinçlendirme, hububat hasadının ardından anız yakılmasını ciddi oranda düşürdü.
İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, tarımsal üretimin ana kaynağı olan toprağın biyolojik, kimyasal ve fiziksel yapısı ile çevrenin korunarak, doğal denge içerisinde toprağın verimliliğinin sürdürülebilir olması için anız yakılmasının önlenmesi amacıyla çalışmalarını sürdürüyor.
İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Murat Yahlizade, yaptığı açıklamada, anız yangınlarının toprağa ve ürünün verimi ile kalitesine büyük zarar verdiğini söyledi.
Anız yangınının havaya, suya ve hayvanlara vermiş olduğu zararların gözle görülebildiğine dikkati çeken Yahlizade, bunun yayında küresel ısınmaya da sebebiyet veriyor.
Yahlizade, anız yangınlarının doğanın dengesini değiştirdiğini anlatarak, “Ekosisteme müdahale ediliyor. Ekosistemde canlı ve cansız varlıklar vardır. Hayvanları yok ediyoruz. Hayvanların yuvalarını, yavrularını yok ediyoruz. Yararlı canlıları yok ettiğimizde ekosistemde zararlı canlılar çoğalmakta. Oysa canlılar doğanın bir dengesidir.” ifadesini kullandı.
“Çiftçiler uyarıları dikkate alıyor”
Bölgede arpa hasadının tamamlandığını, buğday hasadının ise yeni başladığını aktaran Mehmet Murat Yahlizade, Suruç Ovası’nda çiftçilerin anız yangınına karşı bilinçlendirilmesi için geçmiş yıllardan bu yana çalışmalar yürüttüklerini aktararak, üreticilere yönelik toplantılar düzenlediklerini söyledi.
Bu kapsamda sürekli olarak muhtarlara bilgilendirme mesajları atıldığını belirten Yahlizade, sahaya çıkan mühendislerin yanı sıra 10 kişilik ekibin sürekli olarak bilgilendirme faaliyetlerini sürdürdüğünü kaydetti.
Şanlıurfa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, modern tarım tekniğinde anız yakmanın son derece yanlış bir yöntem olduğunu bildirerek, anız yakma sonucu karşılaşılan zararların telafisinin mümkün olmadığını açıkladı.
Anız yakmanın yasaklandığının duyurulduğu açıklamada, bu yasağa uymayanlar hakkında yasal işlem yapılacağı belirtildi. İşte anız yakmanın zararları:
Anızın yakılması ile topraktaki organik madde yakılarak yok edilmektedir. Bu durum toprakları daha verimsiz ve erozyona daha hassas duruma getirmektedir.
Sap ve Anızların Yakılması ile bitki büyümesini teşvik eden karbon (C) ve azotun (N) kaybı da artmaktadır. Mesela bir dönüm arazide 300 kğ. sap yandığında 1,5 kğ. Saf azot kaybı meydana gelmektedir. Bu miktar ise ancak 7 kğ. şeker gübresi dediğimiz amonyum sülfatı araziye vererek yeniden kazanılabilir.
Anız yakmanın diğer bir zararı toprak yüzeyinde bulunan küçük canlıları öldürmesidir. Oysa toprakta bulunup gözle görülmeyen bu canlıların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve HUMUS dediğimiz şekle dönüşür. Yapılan araştırmalarda; anız yakma ile küçük canlıların mikro organizmaların % 70’inin zarar gördüğü bunun da verimi düşürdüğü ortaya konulmuştur.
Anız yakımı ile ilk yılda kök çürüklüğü hastalığında azalma olduğu ancak ikinci yıl bu hastalığın daha da arttığı görülmüştür.
Anızların yakılmasının en önemli zararlarından birisi de, toprağı su ve rüzgâr erozyonuna da hassas bir duruma getirmesidir. Çünkü anız yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller; yüzey akış hızını azaltır, toprağa sızmasını sağlar. Böylece erozyonu önler.
Anızların yakılmasıyla hayvan yemi olarak kullanılmasından başka birçok yararı olan sap saman yok edilmektedir.
Anız yangınları sırasında havanın kirlenmesi yanında, yükselen dumanlar zaman zaman karayollarında görüşü azaltmakta, bu durumda trafik kazalarıyla can ve mal kaybına neden olmaktadır.
Anız yangınları komşu tarlalardaki hasat edilmemiş ürünlere, traktörlere, meyve bahçelerine, bunların etrafındaki çitlere, telefon direklerine, civardaki yerleşim yerlerine ve özellikle ormanlara, koruluk ve ağaçlık bölgelere telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir.
Anız yakımı doğal dengeyi de bozmaktadır. Yangınlar sırasında arazide yaşayan pek çok yaban hayvanı(kuş, tavşan, tilki, çakal, yılan vs.) yuvalarını terk etmekte veya ölmektedirler.
Haber: Halide Öztürk